GELENEKSEL JAPON MÜZİĞİ SONRASI JAPON MÜZİĞİ VE
TESPİTLERİM
Günümüz Japon müziklerini genel olarak takip eden biriyim. İşin çok teknik ve tarihi kısmına girmemiştim (genel bilgi dışında). Ama açıkçası bundan sonra işin bu kısmını da araştırmaya karar verdim. Elbette o zamana kadar benim genel olarak toparladığım kanaatlerimi sizinle paylaşmak isterim. Bunu daha güzel bir yazı haline getirecektim ama kısmen giriş niteliğinde en azından yazmış olmak istedim diğer başlıkta da bunun lafını edince...
Öncelikle "Geleneksel Japon Müziğinin" de Japon kültüründeki genel durum gibi Amerika'nın etkisine girdiğini söylememiz gerek. Şimdilik okuduklarıma göre de Geleneksel Japon Müziğinden şu an dinlediğimiz Japon Müziğine geçişte de bu etki kaçınılmaz olmuş. 2. DÜnya Savaşı'nın ardından Amerikan Ordusu Radyosu'nda çalınan müzikler ve akabinde bunları japon sanatçıların çalması neticesinda ilk etkiler başlamış. Jazz müziği Japon Müziğine "eğlence" kavramının karşmasına sebep olmuş ve özellikle 1952 yılı Japonya'da Jazz müziği patlaması yaşanmış, yurt dışından müzisyenler gelmiş vs. Fakat Jazz zor bir alan olduğu için Country müziğine dönülmüş. 1955'ten sonra ise önce Elvis gibi şarkıcıların sonrasında ise genel olarak rock müziğinin etkisi görülmüş ve nihayetinde filmlerde yer yer japon rock grupları görülmeye başlanmış ve hatta "Ue wo Muite Arukō" isimli şarkısıyla Kyu Sakomoto Amerikan müzik listelerinden 1 numara olan ilk japon şarkısı olmuş ve 3-4 hafta bu yerini tutmuş. Japon müzisyenler önce çeviri yoluyla J-pop ve J-rock ı yapmayı öğrenmişler daha sonra ise kendi müziklerini yazmaya başlamışlar. Ama elbette belirtmek gerek Japon kültürü yine genel itibariyle uğradığı değişime rağmen nasıl kendine has özellikleri taşıyorsa Japon Müziği de kendine has o tınısını bize yansıtıyor. Bundan olsa gerek ki 2013 tarihli okudum habere göre Amerika'da % 41 oranında Japon Müziği popülerliğe sahipmiş. Öte yandan yine bildiğimiz gibi Japonya dünyanın en pahalı ülkelerinden (bazı yerlerde e npahalısı olarak belirtiliyor). Bu yine müzik sektörüne de yansımış durumda... CDler ve diğer dijital ürünlerin çok pahalı olması iTunes da bile ortalama bir şarkının 250 yen olması şeklinde yansımakta. Yani Japonya "Dünyanın en büyük ve en pahalı müzik marketi" olarak nitelendirilmekte.
Tüm bu tarihi mevzuları bir kenara bırakırsak Japon Müziği dediğimiz şeye bu tür müziğin hayranları genel itibariyle J-Music derler. Evet yine İngilizcenin etkisi ne yaparsınız? J-Music geleneksel müziğinin yanı sıra birçok dala ayrılmıştır ve ayrılmaya devam etmektedir: J-Pop (Japon Pop Müziği), J-Rock (Japon Rock Müziği) ilk etapta dikkatimizi çeken müzik türleri oluyor ama elbette punk, metal, heavy metal de artık yaygınlaşmakta olan türler. Ve son zamanlarda özelikle glum rock, punk rock ve heavy metal müzik türlerinin kökenini oluşturduğu Visual Kei müzik türü dikkat çekmektedir. Bu son müzik türü kendini 80lerde göstermeye başlamıştır. Elbette pop ve rockta da anladığım kadarıyla etkisini göstermiş. Visual Kei kendini genellikle değişik makyaj tipi, detaylı saç çeşitleri, göz alıcı kostümleri vb. özellikleri ile kendini belli etmektedir.
Benim görüşüme göre Japon müziği ayarını birazcık önden götürüyor. Yani J-Poptaki aşırı "Kawaii"lik bir yana (elbette hepsini kastetmiyorum), J-rock bana yer yer daha çok metal müziği anımsatıyor ya da benim gözlemlediğim insanlar bunu biraz farklı algılıyor. Ya da üçüncü seçenek Visual kei nin etkisi de olabilir. J-Rocktan daha ağırını çok az dinleyen biri olarak o müziklere yorum yapamam, en azından yorum yapmadan önce biraz onları dinlemem gerek ama ben rockın içinde ciddi manada metal unsurlar gözlemliyorum.
Dikkatimi çeken bir diğer nokta japon şarkıcıların birçok türü kapsayan şarkılar söylemesi. Biraz pop, biraz rock, biraz punk, biraz rap, biraz hip-hop... Yine standartlara sahip olup ona göre devam edenler de var elbette ama bunlar genel itibariyle metal ya da punk tarzdaki şarkıcılar gibi geliyor ya da aşırı "kawaii" olarak bahsettiklerim.
Ve elbette "Gurup"lar... Aslına bakılırsa gurup olarak yapılan müziklere biraz daha genel olarak "asya gurupları" olarak ele almak isterdim ama aynı şeyler az çok japon guruplarında da mevcut o yüzden bunun üstünden gitmeye devam edeceğim. Gurup müziğinde görsellik amacı tekil şarkıcılardan çok daha önde hatta özellikle bunun üstünden giden guruplar mevcut. Bu görsellik yeri gelir sevimlilik yeri gelir çekicilik olur... Muhtemelen aklınıza ilk etapta kadınlardan oluşan guruplar ama ben aynı zamanda erkek guruplardan bahsediyorum.
Başka bir nokta ise elbette animeler ve oyunlar... Aslına bakılırsa benim gözlemim Japonya'da müziğin bu sektörlerle üzerinden dönmesi üzerine...Hem olumlu hem olumsuz...Olumlu çünkü bu kültür kendini bunlarla gençlere tanıtan bir toplum müziğini bunlar vasıtasıyla tanıtması doğal ve bir yol; olumsuz çünkü bir oyun biter yenisine geçirlir bir anime biter yenisine geçilir ve bir oyuncu ya da izleyici ne kadar oynadığı ya da izlediği şeyin müziklerinden etkilense de ayrıca müziğe de ilgii yoksa bir süre sonra "falanca oyunun/animenin müzikleri iyiydi hakikaten hani şu şey özellikle şeyyyy..." der ve orada film kopar. Ama biri müziği takip ediyorsa "Anna Tsuchiya'nın son albümü şu yönlerden iyiydi ama öte yandan Ayumi Hamasaki ile düeti de çeşitlilik katmıştı" gibi yorumlar da bulunabilir ve bu müziğin akılda kalıcılığını ve müzik zevkini gösterir.
Değinmek istediğim başka bir nokta bir üsttekiyle paralel bir konu: J-Music ve K-Music (Kore Müziği) rekabeti... Aslına bakılırsa yine benim düşüncem şu ki K-Music müzikal anlamda Japonya'dan bir adım önde. Bunun sebebi tam da yukarıda bahsettiğim şey... Kore müziğe daha önem veriyor Japonya ise anime ve oyun teknolojisine müzik daha çok etki artırıcı bir unsur. Kore bunu sanırım dizilerde kullanıyor fakat şöyle bir farkla ne müziği diziye ne de diziyi müziğe ezdirtiyor.
Yine bu bağlamda japon müzik sektörünün dışa açılma konusunda hala kendine çok az da olsa ket vurduğunu düşünüyorum. Etkinliklerde yer alma açısından özellikle bunu değerlendirmek mümkün.
Son olarak, çok fazla albüm yapılması genel olarak eleştirilen bir konu. Maalesef "Yaşasın yani albümü çıktı!" desek de sevdiğimiz şarkıcı ya da gurubun albümünün önemli bir kısmı eski şarkılarından oluşur ve aralarda da sıkça mini albümler çıkarırlar. Bunların içinde de 1-2 yeni şarkı olur. Bunun üstüne bahsettiğim pahalılığı eklersek dinleyiciler için pek de hoş bir meblağ ortaya çıkmıyor.
Tabi bunlar benim düşüncelerim... Bu yazıya şimdilik son veriyorum umarı sıkıcı olmamıştır. Daha geliştirmeyi de düşünüyorum elbette. Belki bu yazının sonuna yorumlarınızda japon müzik türlerine göre ya da animeler ya da oyunlara göre sevdiğiniz şarkıları ya da şarkıcıları yazmak iyi olur diye düşünüyorum.
Mesela benim favori şarkıcım beni tanıyanların bildiği gibi Ayumi Hamasaki'dir. Ciddi manada hayranıyım kadının. Çükü şarkılaırna özen gösteriyor ve denediği çeşitliliği kaliteyle birleştiriyor. Üstelik müziği sadece vıcık vıcık aşk üstüne değil. Öte yandan hem kliplerinde hem de konserlerinde profosyonelliği beni benden alıyor. Konserlerindeki performansları bile klip niteliğinde. Ha baya karmaşık bir özel ahayatı var aslında son 4 yılda falan karmaşık hale geldi ama neyse bu magazinsel kısmı... Genel olarak J-pop (o aşırı kawaii olmayankardan) ve j-rock yapıyor araya diğer ütrlerden de serpebiliyor.
İkincisi ise Namie Amuro... O daha çok J-pop ve J-hipopçı olarak geçiyor. Ancak bana kalırsa Avex firması Namie Amuro'ya oldukça haksızlık etmiş. Çünkü son 4 yıla kadar Namie üstüne bir Ayumi kadar gidilmediğini düşünüyorum. Ve bu tamamen haksızlık. Çünkü Namie Amuro ciddi manada kaliteli bir ses ve aynı klip özeni gösterildiğinde çok çok daha başarılı ve göze çarpan hale geliyor. Fakat ne yazıkki çok fazla görselliğe sahip değil. Görsellikten kastım güzelliği değil. Şarkı söylerken sınırlı dans ediyor ya da hiç etmiyor. Klipler zaten canlı müzik olamadığı için oradaki danslarını buna dahil etmiyorum kaldı ki orada bile sınırlı...Ama sesi, güzelliği kendi has nitelikte...Öte yandan One piece'den tutun birçok animede şarkıları mevcut.
Bunları kafamda toparlamak için oldukça uğraştım umarım tatmin edici olmuştur. Benim örneklerim ve bilgilerim şimdilik bu kadar kalanını size havale ediyorum.
Günümüz Japon müziklerini genel olarak takip eden biriyim. İşin çok teknik ve tarihi kısmına girmemiştim (genel bilgi dışında). Ama açıkçası bundan sonra işin bu kısmını da araştırmaya karar verdim. Elbette o zamana kadar benim genel olarak toparladığım kanaatlerimi sizinle paylaşmak isterim. Bunu daha güzel bir yazı haline getirecektim ama kısmen giriş niteliğinde en azından yazmış olmak istedim diğer başlıkta da bunun lafını edince...
Öncelikle "Geleneksel Japon Müziğinin" de Japon kültüründeki genel durum gibi Amerika'nın etkisine girdiğini söylememiz gerek. Şimdilik okuduklarıma göre de Geleneksel Japon Müziğinden şu an dinlediğimiz Japon Müziğine geçişte de bu etki kaçınılmaz olmuş. 2. DÜnya Savaşı'nın ardından Amerikan Ordusu Radyosu'nda çalınan müzikler ve akabinde bunları japon sanatçıların çalması neticesinda ilk etkiler başlamış. Jazz müziği Japon Müziğine "eğlence" kavramının karşmasına sebep olmuş ve özellikle 1952 yılı Japonya'da Jazz müziği patlaması yaşanmış, yurt dışından müzisyenler gelmiş vs. Fakat Jazz zor bir alan olduğu için Country müziğine dönülmüş. 1955'ten sonra ise önce Elvis gibi şarkıcıların sonrasında ise genel olarak rock müziğinin etkisi görülmüş ve nihayetinde filmlerde yer yer japon rock grupları görülmeye başlanmış ve hatta "Ue wo Muite Arukō" isimli şarkısıyla Kyu Sakomoto Amerikan müzik listelerinden 1 numara olan ilk japon şarkısı olmuş ve 3-4 hafta bu yerini tutmuş. Japon müzisyenler önce çeviri yoluyla J-pop ve J-rock ı yapmayı öğrenmişler daha sonra ise kendi müziklerini yazmaya başlamışlar. Ama elbette belirtmek gerek Japon kültürü yine genel itibariyle uğradığı değişime rağmen nasıl kendine has özellikleri taşıyorsa Japon Müziği de kendine has o tınısını bize yansıtıyor. Bundan olsa gerek ki 2013 tarihli okudum habere göre Amerika'da % 41 oranında Japon Müziği popülerliğe sahipmiş. Öte yandan yine bildiğimiz gibi Japonya dünyanın en pahalı ülkelerinden (bazı yerlerde e npahalısı olarak belirtiliyor). Bu yine müzik sektörüne de yansımış durumda... CDler ve diğer dijital ürünlerin çok pahalı olması iTunes da bile ortalama bir şarkının 250 yen olması şeklinde yansımakta. Yani Japonya "Dünyanın en büyük ve en pahalı müzik marketi" olarak nitelendirilmekte.
Tüm bu tarihi mevzuları bir kenara bırakırsak Japon Müziği dediğimiz şeye bu tür müziğin hayranları genel itibariyle J-Music derler. Evet yine İngilizcenin etkisi ne yaparsınız? J-Music geleneksel müziğinin yanı sıra birçok dala ayrılmıştır ve ayrılmaya devam etmektedir: J-Pop (Japon Pop Müziği), J-Rock (Japon Rock Müziği) ilk etapta dikkatimizi çeken müzik türleri oluyor ama elbette punk, metal, heavy metal de artık yaygınlaşmakta olan türler. Ve son zamanlarda özelikle glum rock, punk rock ve heavy metal müzik türlerinin kökenini oluşturduğu Visual Kei müzik türü dikkat çekmektedir. Bu son müzik türü kendini 80lerde göstermeye başlamıştır. Elbette pop ve rockta da anladığım kadarıyla etkisini göstermiş. Visual Kei kendini genellikle değişik makyaj tipi, detaylı saç çeşitleri, göz alıcı kostümleri vb. özellikleri ile kendini belli etmektedir.
Benim görüşüme göre Japon müziği ayarını birazcık önden götürüyor. Yani J-Poptaki aşırı "Kawaii"lik bir yana (elbette hepsini kastetmiyorum), J-rock bana yer yer daha çok metal müziği anımsatıyor ya da benim gözlemlediğim insanlar bunu biraz farklı algılıyor. Ya da üçüncü seçenek Visual kei nin etkisi de olabilir. J-Rocktan daha ağırını çok az dinleyen biri olarak o müziklere yorum yapamam, en azından yorum yapmadan önce biraz onları dinlemem gerek ama ben rockın içinde ciddi manada metal unsurlar gözlemliyorum.
Dikkatimi çeken bir diğer nokta japon şarkıcıların birçok türü kapsayan şarkılar söylemesi. Biraz pop, biraz rock, biraz punk, biraz rap, biraz hip-hop... Yine standartlara sahip olup ona göre devam edenler de var elbette ama bunlar genel itibariyle metal ya da punk tarzdaki şarkıcılar gibi geliyor ya da aşırı "kawaii" olarak bahsettiklerim.
Ve elbette "Gurup"lar... Aslına bakılırsa gurup olarak yapılan müziklere biraz daha genel olarak "asya gurupları" olarak ele almak isterdim ama aynı şeyler az çok japon guruplarında da mevcut o yüzden bunun üstünden gitmeye devam edeceğim. Gurup müziğinde görsellik amacı tekil şarkıcılardan çok daha önde hatta özellikle bunun üstünden giden guruplar mevcut. Bu görsellik yeri gelir sevimlilik yeri gelir çekicilik olur... Muhtemelen aklınıza ilk etapta kadınlardan oluşan guruplar ama ben aynı zamanda erkek guruplardan bahsediyorum.
Başka bir nokta ise elbette animeler ve oyunlar... Aslına bakılırsa benim gözlemim Japonya'da müziğin bu sektörlerle üzerinden dönmesi üzerine...Hem olumlu hem olumsuz...Olumlu çünkü bu kültür kendini bunlarla gençlere tanıtan bir toplum müziğini bunlar vasıtasıyla tanıtması doğal ve bir yol; olumsuz çünkü bir oyun biter yenisine geçirlir bir anime biter yenisine geçilir ve bir oyuncu ya da izleyici ne kadar oynadığı ya da izlediği şeyin müziklerinden etkilense de ayrıca müziğe de ilgii yoksa bir süre sonra "falanca oyunun/animenin müzikleri iyiydi hakikaten hani şu şey özellikle şeyyyy..." der ve orada film kopar. Ama biri müziği takip ediyorsa "Anna Tsuchiya'nın son albümü şu yönlerden iyiydi ama öte yandan Ayumi Hamasaki ile düeti de çeşitlilik katmıştı" gibi yorumlar da bulunabilir ve bu müziğin akılda kalıcılığını ve müzik zevkini gösterir.
Değinmek istediğim başka bir nokta bir üsttekiyle paralel bir konu: J-Music ve K-Music (Kore Müziği) rekabeti... Aslına bakılırsa yine benim düşüncem şu ki K-Music müzikal anlamda Japonya'dan bir adım önde. Bunun sebebi tam da yukarıda bahsettiğim şey... Kore müziğe daha önem veriyor Japonya ise anime ve oyun teknolojisine müzik daha çok etki artırıcı bir unsur. Kore bunu sanırım dizilerde kullanıyor fakat şöyle bir farkla ne müziği diziye ne de diziyi müziğe ezdirtiyor.
Yine bu bağlamda japon müzik sektörünün dışa açılma konusunda hala kendine çok az da olsa ket vurduğunu düşünüyorum. Etkinliklerde yer alma açısından özellikle bunu değerlendirmek mümkün.
Son olarak, çok fazla albüm yapılması genel olarak eleştirilen bir konu. Maalesef "Yaşasın yani albümü çıktı!" desek de sevdiğimiz şarkıcı ya da gurubun albümünün önemli bir kısmı eski şarkılarından oluşur ve aralarda da sıkça mini albümler çıkarırlar. Bunların içinde de 1-2 yeni şarkı olur. Bunun üstüne bahsettiğim pahalılığı eklersek dinleyiciler için pek de hoş bir meblağ ortaya çıkmıyor.
Tabi bunlar benim düşüncelerim... Bu yazıya şimdilik son veriyorum umarı sıkıcı olmamıştır. Daha geliştirmeyi de düşünüyorum elbette. Belki bu yazının sonuna yorumlarınızda japon müzik türlerine göre ya da animeler ya da oyunlara göre sevdiğiniz şarkıları ya da şarkıcıları yazmak iyi olur diye düşünüyorum.
Mesela benim favori şarkıcım beni tanıyanların bildiği gibi Ayumi Hamasaki'dir. Ciddi manada hayranıyım kadının. Çükü şarkılaırna özen gösteriyor ve denediği çeşitliliği kaliteyle birleştiriyor. Üstelik müziği sadece vıcık vıcık aşk üstüne değil. Öte yandan hem kliplerinde hem de konserlerinde profosyonelliği beni benden alıyor. Konserlerindeki performansları bile klip niteliğinde. Ha baya karmaşık bir özel ahayatı var aslında son 4 yılda falan karmaşık hale geldi ama neyse bu magazinsel kısmı... Genel olarak J-pop (o aşırı kawaii olmayankardan) ve j-rock yapıyor araya diğer ütrlerden de serpebiliyor.
İkincisi ise Namie Amuro... O daha çok J-pop ve J-hipopçı olarak geçiyor. Ancak bana kalırsa Avex firması Namie Amuro'ya oldukça haksızlık etmiş. Çünkü son 4 yıla kadar Namie üstüne bir Ayumi kadar gidilmediğini düşünüyorum. Ve bu tamamen haksızlık. Çünkü Namie Amuro ciddi manada kaliteli bir ses ve aynı klip özeni gösterildiğinde çok çok daha başarılı ve göze çarpan hale geliyor. Fakat ne yazıkki çok fazla görselliğe sahip değil. Görsellikten kastım güzelliği değil. Şarkı söylerken sınırlı dans ediyor ya da hiç etmiyor. Klipler zaten canlı müzik olamadığı için oradaki danslarını buna dahil etmiyorum kaldı ki orada bile sınırlı...Ama sesi, güzelliği kendi has nitelikte...Öte yandan One piece'den tutun birçok animede şarkıları mevcut.
Bunları kafamda toparlamak için oldukça uğraştım umarım tatmin edici olmuştur. Benim örneklerim ve bilgilerim şimdilik bu kadar kalanını size havale ediyorum.